top of page

Selam ‘SEZGİLERİM’ tanışalım mı?

Zekaya, bilgiye ve doğrultulara uyulmanın salık verildiği bir dünyada yaşarken, SEZGİ’nin oralarda bir yerlerde olduğunu bilip de kulak vermenin çılgınlık olduğu öğretilirken bu fikir ilk başta gerçekten delilik gibi gelebilir. Ancak sezginin “zeka kadar güçlü” olduğunu söyleyen Steve Jobs’ın, piyasayla ilgili kararlarını sezgilerine güvenerek aldığını vurgulayan Warren Buffett’in, istatistiklerden ve verilerden çok sezgilerini kullandığına dikkat çeken Richard Branson’ın ve sezgiden bahsederken “gerçek değerli şey” diyen Albert Einstein’in bir bildiği ve deneyimi olmalı diye düşünüyorum.



Sezgilerim nasıl güçlenebilir


Sezgi ve İçgüdünün heybeti

Bu dünyada yaşayabilmenin sıkı çalışma ile elde edilebilen yüksek IQ’lu bir beyinle olabileceğine inansak da, başarılı insanlar bunun aksini söylüyor. Bilgi elbette değerli ancak bize doğru kararları aldıranın yalnızca bilgi olmadığı kesin. Otuz altı büyük CEO'nun karar verme süreçlerinin en kritik bileşenini adlandırmalarının istendiği bir çalışmada, %85'inin "sezgi" veya "içgüdü" yanıtını verdiğini söylesem, bu zamana kadar aldığın kararları şööööyle bir gözden geçirir miydin?


Hani içimizdeki pusula ile manyetik bir şekilde yönlendirildiğimizi hissettiğimiz bazı anlar vardır; kariyer değişikliğinde, ilişkimizin akıbeti hakkında karar alırken, otomobilimizle seyir halindeyken bir anda frene basınca…. ve ve ve.


Bize içimizdeki GPS’i kullanmayı öğreten bir eğitim sistemine sahip olmasak da, görünen o ki bunu öğrenmiş olanlar oldukça değerli bir kılavuza sahip olmanın keyfini sürüyor.


Sezgi’yi kanıtlanabilir ölçeklerle mercek altına alsak?

Biliyorum bu çağda yaşayınca el mahkum falanca üniversitesinde, filanca Dr. tarafından yapılan araştırmanın sonucu… diye bir cümle ile başlayan satırlara ihtiyaç var. Buyrun sizi şöyle alalım..


Cornell Üniversitesi'nden fizikçi-psikolog Dr. Daryl Bem'in 1.000 katılımcı ile on yıl süren deney serileri sonucunda; insanların geleceği "hissetme" (TAHMİN ETME DEĞİL) yeteneğine sahip olduğu bulunmuş. Peki, bulguları ne kadar güçlü?

Paradigma değiştiren sonuçları nedeniyle, sezgi çalışmaları istatistiksel kesinliğe ulaşana kadar Dr. Daryl Bem sonuçlarını yayınlamayı beklemiş ve evet, neticelerden oldukça emin.


İnsanların bir şeyleri olmadan önce hissetmelerinin nasıl veya neden olduğunu ele alamasak da (teorik fiziğin Multiverse Teorisi ve Kuantum Dolanıklığı bize ipuçları verse de), insandaki "örümcek hissi"nin canlı ve gerçek olduğu görülüyor. Ve daha güçlü bir antene sahip olan yani sezgileri üzerinde çalışan insanların harika karar vericiler olabileceği üzerinde duruluyor.


Tüm bunlar Batı kültürünün beyin ve zihinde yaşama haline uzak ve delilik biliyorum ancak Doğu kültürünün kalp merkezli yaşamını çözümlemekten kendini alamayanlardansan sezgilerini dinlemenin yöntemlerini de merak ediyor olmalısın.


o zaman devam…


Beynin "Sezgi Ekseni"

Tamam güzel sezgilerimi dinleyeyim. Peki ama onu nasıl duyacağım ve bedenimde tam olarak nerede konumlanıyor?


Iowa Üniversitesi'ndeki bir araştırma ekibi, beynin bir "sezgi ekseni", ventromedial prefrontal korteks (vmPFC) bölgesi olduğunu söylüyor.

X-Men çizgi romanlarında ve filmlerinde, Profesör X psişik güçlerini nasıl çağırdığını hatırlıyor musun? Parmaklarını şakaklarına koyar, gözlerini kapatır ve ardından alnının ortasından enerji dalgaları her yönde yayılırdı. İşte VmPFC sezgi ekseni tam oradadır, alnın tam ortasında. Bir nevi 3. göz de diyebiliriz gibi geldi bana :)


Şimdi zeka yüksekliğinin başarının anahtarı olduğu yaygın yanlış inancına geri dönelim. Yapılan çalışmalar yüksek IQ'ya sahip olsalar bile "sezgi ekseni" yani vmPFC'si hasar görmüş insanların karar vermede sorun yaşadığını gösteriyor. Bu "bozuk sezgili” kişiler genellikle tekrarlayan kötü kararlar alıyor (örneğin; tekrar eden kötü alışkanlıklar, kötü para yönetimi, sağlıksız ilişki kuruş biçimleri), oldukça saf ve kolayca kandırılabiliyorlar (örneğin; dolandırıcılıklara kanma, ironi veya alaycılığı algılayamama) ve hatalarından öğrenemiyorlar.


Çoğumuz lisedeyken süper zeki olan ama hayatını bir türlü organize edemeyen, sürekli komik olmayan espiriler yapan, kolay kandırılan ve insan ilişkilerinde başarı sağlayamayan o bir kişiyi hatılarız ;)


Meditasyon ile sezgilerim duyulabilir ve güçlenebilir mi?

“Yahu Papatya sen de her mevzuyu meditoşa bağlıyorsun” diyeceksin ama yol net caniko :)

Sana şahane bir haber; yine bir üniversite, yine bir Dr. ve yine bir araştırma ile meditasyonun ventromedial prefrontal korteksimizi (vmPFC) yani sezgi eksenimizi güncellediğine dair kanıtlar var.


2014 yılında Wake Forest Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, 15 gönüllünün beyinlerini dört günlük farkındalık eğitimi öncesi ve sonrasında incelemiş. Beyinde meydana gelen bir dizi dönüşüme ek olarak, meditasyona oturanlarda ciddi şekilde vmPFC'nin "aktivitesinin" ve "bağlantılılığının" arttığını bulmuşlar.


Beynimizin “sezgi eksenini” güçlendirdiğimizde “içsel bilme” haline de doğrudan bağlanıyoruz. Bu kadim uygulama bizi bir gecede Richard Branson, Marissa Mayer, Oprah Winfrey veya Warren Buffett yapmasa da, meditasyon kesinlikle "içgüdü"müzü büyütebilir ve mali konular, ilişkiler, sağlık ve kariyer gibi alanlarda kararlar alırken kullanabileceğimiz bir sezgi kılavuzumuz olduğunu bize hatılatabilir. Düzenli meditasyona oturanların genellikle her şeyde başarı bulabildiklerine, daha bütünsel bakabildiklerine şahit olmak şaşırtıcı değil.


Sezgilerim neden kuvvetli değil?

Söz konusu sezgi olduğunda dikkat çekilen iki nokta var.

1.Sezgilerimiz hiç gelişmemiş olabilir.

2.Sezgilerimiz bulanık olabilir.


1. Sezgi Hiç Gelişmemişse

Eğer bacaklarımın gerçek olmadığına ve dolayısıyla onlara güvenemeyeceğime inanırsam ne olur? Oldukları yerde durur ve zayıflarlar. Veya çizim yapmayı çok seviyor, aslında elime kalem aldığımda da bir şeyler çiziyor ancak çevremden yeteneğim olmadığını duyuyor, kendime bunu tekrarlıyor ve asla bu işe kalkışmıyorum. Ne olur? Hayatım boyunca tek bir şey çizemeden ölüp giderim. Benzer şekilde, sezgilerini "büyücülük" olarak gören insanlar, onun güneşte kuru bir üzüm gibi küçüldüğünü izlerler.


Hayat basit bir matematik problemi olsaydı, mantıksal / analitik zihnimizi her zaman kullanmak iyi olurdu. Ama değil. Hayat genellikle karanlıkta yolumuzu bulmayı, ilerledikçe şeyleri çözmeyi gerektiriyor. Birçok karar "bu daha önce başıma geldi, ne yapacağımı biliyorum" deneyimi yerine aslında "içgüdü" ile alınıyor.

Neyse ki, sezgiye inanıp inanmamanız önemli değil, onu bir defa duymak için alan açtığımızda ve bunu tekrar ettiğimizde gelişen bir yapıya sahip.


2. Sezgi bulanıksa

Eğer depresif, endişeli, duygusal olarak tıkanmış ve/veya sadece en iyi halinimde değilsem, bilinçli zihnimin sesi yüksek ve gururlu olacaktır. Ne de olsa beni ele geçirmiş :) Bu yüzeysel "maymun" zihin katmanını susturmayı öğrenmem, daha derin ve çok daha güçlü bilinçdışı zihnimi açmanın anahtarı. Yani Sezginin Evi’ni.


Meditasyona oturmayı alışkanlık haline getirdikçe sakinleşen maymun zihin, sessiz bir bilinçli zihne dönüşecek ve sezgilerim de bana bir nehir gibi akacak. Denemeye değer :)

Ruhumun fısıltısını dinlemek ve meditasyonun dinginliğine kendimi bırakmak için daha neyi bekliyor olabilirim? Yeni bir kötü karar ile yeniden pişmanlıklara boğulmayı mı?

öpücük.

🌼

23 görüntüleme

Comments


mindfulness meditasyonun temelleri-papsmood.webp

Meditasyonun derin ve dingin dünyasına adım atmaya hazır mısın?
 

 Nefes al, gevşe ve içsel yolculuğuna başla.

bottom of page